YETİŞKİN EĞİTİMİNDE MATERYAL KULLANIMI

Introduction

 

                                                                                           T.C.

                                                

                                          

BARTIN ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAM BOYU ÖĞRENME ANABİLİM DALI

   YAŞAM BOYU ÖĞRENME PROGRAMI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YETİŞKİN EĞİTİMİ ,

YETİŞKİN EĞİTİMİNDE MATERYAL KULLANIMI

 

HAZIRLAYAN

Zekai Gültekin

 

 

DANIŞMAN

Doç. Dr. Nuriye Semerci

 

 

 

 

BARTIN-2014

 

                                                   

                                                          İÇİNDEKİLER

                                              

ÖZET     …………………………………………………………………………….2

                                                                     

GİRİŞ   ………………………………………………………………………………3

 

TEMEL KAVRAMLAR………………………………………………………………3

 

Eğitim ve Öğretim nedir? ……………………………………………………...3

 

Eğitim  Teknolojisi nedir? ………………………………………………………3

 

Yetişkin ve Yetişkinlik nedir?   …………………………………………………4

                                                                        

 Günümüzde Yetişkin Eğitimi ve Yetişkinlerde Öğrenme………………6 

 

 Yetişkinlerin Öğrenme Güdüleri ………………………………………………9

 

 Yetişkin Eğitiminde Görev Yapan Öğretmenler ve Eğitim Programları……...10   

                                                                

 Öğretim Materyallerinin Genel Özellikleri……………………………………...........11

 

Öğretim Materyallerinin Tasarlanması, Hazırlanması ve Seçimi………………...15

 

Yetişkin Eğitiminde Görsel İşitsel Materyalleri  Kullanmanın Önemi…………..16

 

Yetişkin Eğitiminde İletişim Teknolojileri ve Eğitimdeki Uygulamaları…………17

                                                               

     Sonuç………………………………………………………………………………..................19

 

     Kaynakça…………………………………………………………………………..................20

 

 

                                                                         ÖZET

 

        İnsanların dünyaya geldiği andan itibaren, gerekli fiziksel, toplumsal ve psikolojik özellikleri dikkate alındığında, gerekli Olgunluğa ulaşmış, kendi yaşamlarını yönetme sorumluluğunu üzerine almış bireyler yetişkin olarak kabul edilmektedir.Hayatta ekonomik, sosyal ve teknolojik gelişmelerden etkilenmeyen meslek ya da birey yoktur. Yeni gelişmelere ayak uydurmak tüm bireyler için zorunlu hale gelmiştir. Yetişkinlerin hayata tutunabilmeleri için eğitim görmeleri bir zorunluluktur.

       Yetişkinlerin eğitiminde genel olarak, Öğrenmenin düzgün ve Güdülenmenin etkili olabilmesi için, görev yapan öğretmenlerin, sistem içindeki eğitim programlarının önemi büyüktür. Ayrıca etkili bir öğrenmenin yolunun, kullanılacak Materyallerin amacına uygun bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Yetişkin Eğitiminde kullanılacak Materyallerde, Tasarlanma, Hazırlanma ve Seçimi, Materyal Seçiminde Uygulanacak Ölçütler ,Öğrenmedeki Rolü,  Görsel İşitsel Materyalleri  Kullanma son derece mühimdir.

Anahtar Kelimeler: Yetişkin, Yetişkinlik, Eğitim Teknolojisi, Materyal Kullanımı                                              

                                                     

                                                          GİRİŞ

       İnsanlar ilk çağlardan günümüze kadar, yaşamlarını sürdürebilmek için sürekli mücadele etmişlerdir ve yapılan mücadelenin her evresinde kendilerine avantaj sağlayacak sonuçlar çıkarmaya çalışmışlardır. Bu şekilde elde edilen deneyimlere dayalı öğrenmeler daha sonra diğer insanlarla paylaşılarak geniş kitleleri etkilemiştir. Bu olgu genel olarak yetişkin eğitiminin kökenini oluşturmaktadır. (Yayla,2009)

 

      Türkiye’deki yetişkin eğitiminin yaygınlaştırılması ve geliştirilebilmesi için, özellikle Avrupa Birliği ile bazı protokoller imzalanmış ve çok çeşitli uluslar arası organizasyonla düzenlenmiş ve projeler uygulanmıştır. Ayrıca ulusal düzeyde de birçok protokol imzalanarak yetişkin okuryazarlığı, yurttaşlık eğitimi ve mesleki eğitimle ilgili pek çok proje uygulanmıştır. (Yayla,2009)

     Günümüzde hem bilgi kapsamı, hem de teknolojik gelişmeler büyük bir hızla değişmekte ve yayılmaktadır. Bu oluşumlar, doğal olarak öğrenme-öğretme biçimlerini de etkilemektedir. Öğretim materyallerinin hazırlanmasından sunuş ve değerlendirme sürecine kadar teknolojinin, özellikle bilgisayara dayalı teknolojilerinin vazgeçilmezliği eğitimcileri yeni kuramlar ve uygulama yollarının arayışına itmektedir. Bilişim teknolojilerindeki gelişmelerin eğitim alanına yansımalarından birisi öğretim malzemelerinin bilgisayar ortamına taşınması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Öte yandan ayrıca İnternet yoluyla da etkileşimin boyutu gitgide artan bir önem kazanmaktadır. Bir öğretim materyalinin temel amacı hedeflenen kitleye eğitsel potansiyelinden en üst düzeyde yararlanma olanağını vermesi olduğu söylenebilir. Öğretim materyalleri, özellikle bilgisayar teknolojileri sayesinde buna zemin hazırlayarak etkili öğrenmelerin gerçekleşmesine önemli katkılar sağlamaktadır.

( Zezencay,2001)

 

  TEMEL KAVRAMLAR  

 Eğitim ve Öğretim nedir?

       Eğitim, bireyin davranışlarında istenilen değişiklikleri meydana getirme veya yeni davranışlar kazandırma sürecidir(Nenedir, 2014). Eğitimi “bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci olarak tanımlamaktadır(Ertürk, 1997).

Eğitim, Öğrenme kavramıyla bağlantılı olarak yapılmakta  “öğrenme, ya bir davranış değişikliğinin veya yeni bir davranışın oluşması; eğitim ise içinde yaşanılan toplumca arzu edilen davranışların bireyde oluşturulması sürecidir.

 Eğitim Teknolojisi Nedir?

       Teknoloji, belli amaçlara ulaşmada, belli sorunları çözmede, gözleme dayalı ve kanıtlanmış bilgilerin uygulanmasıdır.

        Öğretim, öğrenmenin gerçekleşmesi için planlanan, kasıtlı ve sistematik eğitim olarak tanımlanabilir. Teknoloji ise belli amaçlara ulaşmada, belli sorunları çözmede, gözleme dayalı ve kanıtlanmış bilgilerin uygulanmasıdır. Eğitim ve teknoloji insan yaşamının daha etken duruma getirilmesinde önemli rolü olan iki temel öğedir.

Her iki öğe de insanın doğal ve sosyal çevresine egemen olma yolunda gösterdiği çabalarda başvurduğu iki temel araç olmuştur (Demirel, 2003).

 Yetişkin ve Yetişkinlik nedir?

      İnsanlar, doğdukları andan itibaren yaşamları boyunca içinde bulundukları zaman dilimini, yeterliliklerini ve gelişimsel özelliklerini ifade eden bazı kavramlarla çevreleri tarafından betimlenirler. Örneğin, henüz doğmuş veya 5-6 aylık bir bebek, 15-16 yaşındaki bir birey ise ergen, delikanlı veya genç olarak tanımlanır. 30-35 yaşlarındaki bireyler yetişkin olarak adlandırılırken, 65-70 yaşlarındaki bireyler ise yaşlı olarak adlandırılır. Bunların dışında, bir isteğini ısrarla ifade eden ve sürekli ağlayan bir çocuk, anne-babası tarafından “Bebek gibi davranıyorsun!” diye uyarılabilir. Bir ergen veya bir genç çevre tarafından istenilen davranışları sergilemediğinde, “Çocuk gibisin!” gibi ifadelerle betimlenebilir. Yine, 25-30 yaşlarındaki bir birey, bazı davranışlarından dolayı “Koskocaman adam oldun, hâlâ çocuk gibi davranıyorsun!” diye azarlanabilir.(Not oku,2011).

       Yaşamlarının bebeklik, çocukluk, ergenlik yıllarını izleyen zaman dilimine gelmiş olan bireyler, yetişkin olarak adlandırılırlar. Yetişkin olarak betimlenen bireylerden de bir bebekten, çocuktan ve ergenden beklenen davranışlardan daha farklı davranışlar sergilemesi beklenir. Örneğin, bir çocuktan anne-babanın kararları doğrultusunda okula devam etmesi, istenilenleri yapması beklenirken, 2530 yaşındaki bir yetişkin bireyden bir iş sahibi olması ve geleceğine ilişkin kendi kararlarını yine kendisinin alması beklenmektedir.Dolayısıyla, yetişkinlik, bireyin sadece yaşını ifade eden bir kavram olmayıp bireyin sergilemesi beklenen bazı davranışları da içermektedir. Öte yandan, “Koskocaman adam oldun, hâlâ çocuk gibi davranıyorsun!” ifadesinde olduğu gibi, bireyin sadece fiziksel açıdan büyük olması da onun yetişkin olduğu anlamına gelmemektedir. Böylece, bir bireyin yetişkin olup olmadığını ifade ederken bireyin fiziksel, toplumsal ve psikolojik özelliklerini ve davranışlarını birlikte dikkate alarak değerlendirmek daha uygun olacaktır. Yetişkin kavramının tam olarak bir tanımını yapmak güçtür. Çünkü yetişkin bir bireyin sahip olması gerekli fiziksel, toplumsal ve psikolojik özellikler farklı biçimlerde ifade edilebilmektedir. Bu nedenle, yetişkin kavramına ilişkin betimlemeler toplumdan topluma, kurumdan kuruma, kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir. Örneğin, bir toplum veya kişi için bireyin ergenlik dönemine girdiğinin belirtilerini göstermesi onun artık yetişkin olduğunu ifade ederken, diğer bir toplum veya kişi için bu yıllar bireyin kimliğini kazandığı ve yetişkinliğe hazırlandığı bir dönem olarak ifade edilebilmektedir. Yine, bazı toplumlar veya bireyler sadece yaşa bağlı olarak yetişkinliği tanımlamakta, bir toplum için 15 yaşında olmak diğer bir toplum için 18 yaşında olmak yetişkin olmayı ifade edebilmektedir. Bunların dışında; yetişkin kavramı dikkate alınan ölçüte göre de farklı biçimlerde tanımlanabilmekte ve bu durumda yetişkin kavramının anlamı da değişmektedir. Bu çerçevede, yetişkin kavramının biyolojik, yasal, toplumsal ve psikolojik tanımlarının yapılabileceğini ifade etmektedir. .(Not oku,2011).

        Biyolojik özellikler dikkate alındığında yetişkin kavramı, bireyin cinsel yönden olgunlaşmasını ifade etmektedir. Dolayısıyla, bireyin erinlik yıllarında ilk üreme hücresini üreterek kendi türünü sürdürebilir duruma gelmesi, yetişkin bir birey olduğunu göstermektedir. Yasal bazı ölçütler dikkate alındığında yetişkin kavramı, bireyin seçmen olabilme, sürücü belgesi alabilme, başkalarının izni olmaksızın evlenebilme, kararlar alabilme, herhangi bir vasinin izni gerekmeksizin istediklerini hukuki olarak gerçekleştirebilme gibi davranışları yapabilecek yaşa geldiğini ifade eder. Bu yaş, bir toplum için 18 olurken başka bir toplum için daha aşağı veya yukarı olabilir. Toplumsal roller ve beklentiler dikkate alındığında yetişkin kavramı, bireyin askere gitmesi, bir işte çalışması, evlenmesi, anne baba olması, ayrı bir evde yaşamaya başlaması gibi toplumsal rolleri gerçekleştirmesini anlatır. Psikolojik özellikler dikkate alındığında yetişkin kavramı ise, bireyin kendi yaşamından kendisinin sorumlu olması, davranışlarında bağımsız olması, kendi kararlarını kendisinin vermesi, kendine özgü bir kimlik geliştirmesi gibi özellikleri belirtir. Yukarıdaki açıklamalardan da görülebileceği gibi, yetişkin kavramı farklı ölçütler açısından değişik biçimlerde ifade edilebilmektedir. Bununla birlikte, gelişim süreci açısından yetişkin kavramı değerlendirildiğinde, bireyin fiziksel, bilişsel ve psikososyal özelliklerini dikkate almak gerekir. Bu çerçevede, bireyin bebeklikten çocukluğa, çocukluktan ergenliğe ve sonra yetişkinliğe geçerek yetişkin olduğu ve fiziksel, bilişsel ve psikososyal özelliklerinin büyüme, olgunlaşma ve öğrenme Süreçleri yoluyla çocuk ve ergenlerden daha ileri düzeylere ulaştığı belirtilebilir. Dolayısıyla, birey gelişimsel süreç içerisinde fiziksel olarak büyüyerek fiziksel olgunluğa ulaşmakta, düşünce ve kavrama sisteminde ilerlemeler gerçekleştirmekte, toplumun kendisinden beklediği rolleri ve sorumlulukları yerine getirerek, kendi kararlarını kendisi verebilen ve sorumluluğunu alan bağımsız yetişkin bir birey olmaktadır. Bu çerçevede, yetişkinlik bağımsızlıkla ilgili bir kavram olarak değerlendirilerek, “bir toplumda, kendi yaşamlarını yönetme sorumluluğunu üzerine alan bireylerin yetişkin olarak kabul edilmesi” yönünde genel bir eğilim belirtilebilir. (Not oku,2011).

   Günümüzde Yetişkin Eğitimi ve Yetişkinlerde Öğrenme 

         Education at a Glance OECD ülkeleri arasında yapmış olduğu araştırmada, yetişkin olarak nitelendirilen yaş grupları arasındaki bireylerin yetişkin eğitimi faaliyetlerinden yararlanma durumuna göre ülkeleri sıralamıştır. OECD Ülkelerinde 25 - 64 yaşları arasındaki nüfusun yetişkin eğitimi faaliyetlerine katılım yüzdesine göre Kanada, ABD ve Japonya’nın ilk sıralarda olduğu görülmektedir. Genel olarak Avrupa ülkelerinin daha sonraki sıralarda olduğu görülmektedir. Türkiye ise % 9,7 ile 30. sırada bulunmaktadır. (Berberoğlu,2010)

         Cumhuriyetin ilanından itibaren “Halk Eğitimi” (bugün yaygın eğitim olarak bilinir) adıyla yetişkin eğitimi ile ilgili eğitim çalışmaları bulunmaktadır. Geçmişten bugüne, bu etkinlikleri sağlayan temel kuruluş Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Halk Eğitim Merkezleridir. Yapılan bu çalışmalar yakın geçmişte yaşam boyu öğrenme görüşüyle tanınmaktadırlar. Türk Eğitim Sistemi iki temel alanda yapılanmıştır, örgün ve yaygın eğitim. Yaygın eğitim tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsun genç ve yetişkin süregelen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen düzenlemeleri ve etkinlikleri içermektedir. Eğitimin sürekliliği ve her yerde eğitim ilkeleri Milli Eğitim Temel Kanunu’nun temel Türkiye’de bireylerin eğitim hakları yasalarla sağlanmıştır (Yayla,2009)

          Yasadaki 42. maddeye göre, “hiç kimse eğitim haklarından yoksun bırakılamaz”. Böylelikle Türkiye’de yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu sorumluluğunu bütün yaş grubundaki yetişkinler için yaygın eğitim kurumları açarak, programlar düzenleyerek (genel ve mesleki anlamda) veya devlet ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır. İşverenler için, yirmi ya da daha fazla işçisi olan kuruluşlar çalışanları için mesleki eğitim sağlamak (beceri eğitimi) ya da çalışanlarının mesleki eğitimlerine katkıda bulunmak durumundadırlar. Buna ek olarak, elli ya da daha fazla çalışanı bulunan kuruluşlar ise çalışma yerlerinde kurslar düzenlemek veya personellerinin gelişimi için farklı kurslara katılmalarını sağlamaları zorunludur. (Yayla,2009)

        Mesleki ve teknik eğitim programlarının uygulandığı örgün, yaygın ve çıraklık eğitiminin her türünde ve derecesinde temel yürütme organı Mesleki Eğitim Kuruludur. Bu kurul Milli Eğitim Bakanı müsteşarı tarafından yönetilmekte ve birçok toplumsal kuruluş, mesleki organizasyonlar ile iş ve işveren ortaklığı temsilcilerini kapsamaktadır. Yaygın mesleki eğitimle ilgili tüm partiler bu kurulda karar verme sürecine dahil olmaktadırlar.

Ayrıca, yaygın eğitimle ilgili olan tüm partiler Milli Eğitim Şurasına katılma vasıtasıyla organizasyonlarını ve kurumlarının fikirlerini ve kararlarını temsil etme yoluyla karar verme sürecini etkilemektedirler. Aynı zamanda, işçi kurumları, iş sendikaları, mesleki kurumlar, devlete bağlı olmayan sosyal topluluklar gibi kurumlar yetişkin eğitimi ve Türkiye’de gerçekleştirilen toplantılar ile ilgili raporlar vasıtasıyla karar verme sürecini etkilemektedirler. (Yayla,2009)

        Türkiye’deki yetişkin eğitiminin yaygınlaştırılması ve geliştirilebilmesi için, özellikle Avrupa Birliği ile bazı protokoller imzalanmış ve çok çeşitli uluslararası organizasyonla düzenlenmiş ve projeler uygulanmıştır. Ayrıca ulusal düzeyde de birçok protokol imzalanarak yetişkin okuryazarlığı, yurttaşlık eğitimi ve mesleki eğitimle ilgili pek çok proje uygulanmıştır. (Yayla,2009)

       Türkiye’deki yetişkin eğitimi birden fazla düzenlemeyi kapsamaktadır. Bu bağlamda, temel beş kanunu ve bu kanunlarla ilişkili üç düzenleme şu şekildedir;

Milli Eğitim Temel Kanunu No. 1739. Genel durumu, içeriği, yaygın eğitimin amaçlarını, diğer kurumlarla işbirliği ve koordinasyonu düzenler. (Yayla,2009)

       Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun No. 3797.Yaygın eğitim için sorumlu birimleri tanımlar (aynı zamanda yetişkin eğitimi için).Ve bu birimlerin görev tanımlarını yapar(Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü).Mesleki Eğitim Kanunu No. 3308. Tüm düzey ve türde(örgün, yaygın ve çıraklık) mesleki eğitimi kapsayan temel kanundur. Yetişkin mesleki eğitimi ile ilgili konuları içerir (kalfa ve usta eğitimi, mesleki eğitimin planlanması, mesleki eğitimin katılımcıları ve mesleki eğitimdeki özel uygulamalar sorumluluğu, mesleki eğitimi finanse etmek vb. Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen Vatandaşların Okur-Yazar Duruma Getirilmesi Hakkında Kanun No. 2841.Okuma yazma bilmeyen yetişkin yurttaşların okur*yazar hale getirilmesi ve onlara ilköğretim diploması sağlanması ile ilgili konuları düzenler. Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu No.5544. 2006’da geçerli olan bu kanun ile Türkiye’deki eğitim ulusal mesleki standartlar ve bazı konuların işlenişi anlamında yeni bir boyut kazanmıştır. Bu gelişme, yaygın eğitim çalışmalarında yeni düzenlemelere yön verecektir. (Yayla,2009)

          Yaygın eğitimin düzenlenmesi için temel bir kaynaktır. Temel olarak Halk Eğitim Merkezleri tarafından organize edilen programları içerir. Yaygın mesleki eğitimi ve çıraklık eğitimi, mesleki ve teknik eğitim düzenlemeleri ile bütünlüğü(öğretim programı, hedefler, değerlendirme ve belgelendirme vb.) içerir. Milli Eğitim Bakanlığı dışında toplumsal kurumlar tarafından; belediyeler, vakıflar, dernekler, daireler vb. organize edilen ücretsiz eğitim programları ile ilişkili konuları içerir. Bu programlar MEB’in kontrolü altında gerçekleşmektedir. Bu yasal düzenlemeler dışında Özel Eğitim Kurumları ile ilgilenen bir Özel Öğretim Kurumları Kanunu bulunmaktadır. Türkiye’deki yaygın öğretimin amacı okuma yazma bilmeyen yetişkinlere okuma ve yazma öğretmek, ulusal birliği destekleyici ve demokrasiyi güçlendirici çalışmalar yapmak, işsizlerin ya da kariyerini değiştirmek isteyen kişilerin becerilerini geliştirmek, eğitsel çalışmalar yaparak kırsal alanlardan kentlere göç eden insanların adaptasyonlarına yardımcı olmak, onları takdir ederek boş zamanlarını faydalı etkinliklerle geçirmelerine olanak sağlamak. Yaygın eğitimle ilgili olarak temel ilkeler şunlardır; Herkese karşı açıklık, gerekliliklere uyma, süreklilik, yeniliklere ve gelişmelere açık olma, her yerde eğitim, dikey ve yatay geçişlere açıklık, karar süreçlerine katılıma ortak olma, mesleki ve teknik eğitim  bütünlüğü. (Yayla,2009).

          Türkiye’deki yaygın eğitimin hedef kitlesi bütün yurttaşlardır; çocuklar, gençler ve yetişkinler. Bu bireyler hala öğrenci olan, ya da herhangi bir eğitim düzeyinden mezun olan işçi ya da işsizler gibi yaygın eğitimden hiç faydalanmamış kişiler olabilirler. Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda yetişkin eğitimi ile ilgili birçok düzenlemeler yapılmıştır ve yapılmaya devam etmektedir. Bu düzenlemelerden en önemlisi kısa bir süre önce adapte edilen ve uygulamaya konulan MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliğidir. Bu düzenleme ile yaygın eğitim kurumlarının 1979 da kabul ettiği düzenlemeler iptal edilmiş oldu. Yeni düzenlemeler yetişkin eğitimi ile ilgili yeni yaklaşımlar önermektedir. (Yayla,2009)

         Dokuzuncu Kalkınma Planı. Eğitim sisteminin yaşam boyu öğrenme görüşü ile ilişkilendirerek bilgisayar yoluyla öğrenmeyi de içeren yaygın eğitim fırsatları geliştirir. Dokuzuncu Kalkınma Planı ile paralel olarak MEB toplumun yaşam boyu öğrenme düşüncesini içselleştirmelerine yardımcı olacak her tür yaygın eğitim ortamını destekleyici uzun vadeli hedefler önermiştir. Bu konuyla ve stratejiyle ilgili olarak yapılan ilk çalışmalar bir Avrupa Birliği Projesi (MEGEP) ile başlamıştır. Ve ilk adım olarak ‘Türkiye’de Yaşam Boyu Öğrenmeye İlişkin Bir Politika raporu hazırlanmıştır. Mesleki ve teknik eğitimle ilgili olarak yapılan en son düzenleme Mesleki Yeterlilik  Kurumu Kanunu 2006’dır. Yukarıda bahsedildiği gibi ulusal mesleki yeterlilikleri geliştirme olarak değerlendirilen bu yeni düzenleme yaşam boyu öğrenmeye doğru teşvik edici bir görüştür. (Yayla,2009)

 Yetişkinlerin Öğrenme Güdüleri

    Yetişkinlerin fiziksel,toplumsal ve psikolojik gelişim özelliklerinin çocuk ve gençlerden farklı olması,onların öğrenme güdülerinin de farklı olmasına yol açar.Yetişkin eğitiminde öğrenme güdüsü önemli etkide bulunmaktadır.Güdüler kişiyi harekete geçiren iç etkenlerdir. Güdülerin dayandığı gereksinimler, birincil nitelikte olabilir. Açlık, susuzluk gibi fizyolojik gereksinimler bunlar arasındadır. İkincil güdüler, kültürel ve psikolojik gereksinmelere dayanır. Yetişkinlerdeki öğrenme güdüsünün niteliğini, özelliğini, yoğunluğunu, gereksinim duyulan bilginin görevle ilişkisi,isteğin derecesi, daha önceki deneyimler ve toplumsal roller belirler.

 Yetişkin eğitimi açısından önemli olan nokta, yetişkini öğrenmeye yönelten güdülerin öğretici tarafından bilinmesidir. Bu durum, öğrenmeyi kolaylaştıran ve verimi artıran bir etkendir (Geray,1978,23).

Yetişkini öğrenmeye güdüleyen etmenleri şu şekilde sıralamak mümkündür:

1. Daha bilgili olmak,

2. Yeni bir işe hazırlanmak,

3. İş başında yetişmek,

4. Boş zamanı iyi ve yararlı olarak geçirmek,

5. Yeni ve ilgi çekici bireylerle tanışmak,

6. Yüklendiği işleri yerine getirmede ustalık kazanmak,

7. Kişiliğini geliştirmek ve bireylerle daha iyi ilişkiler kurmak,

8. Gelirini arttırmak(Yayla, 2009).

Yetişkin Eğitiminde Görev Yapan Öğretmenler ve Eğitim Programları

       Türkiye’de yaygın eğitim kurumları için öğretmen yetiştiren özel programlar olduğu söylenemez. Öğretmen yetiştirme görevi Eğitim Fakülteleri, mesleki eğitim kurumları ve üniversitelere bağlı olan teknik eğitim fakülteleri tarafından yürütülmektedir. Bu kurumlar dört yıllık lisans derecesi ve 5 yıllık uzmanlık diploması vermektedirler. Bunun yanında, eğer meslek formasyon dersleri alınırsa, 2 yıllık yüksek mesleki okul mezunları, liseler ve mesleki liseler yaygın eğitim programlarında eğitici olarak görevlendirilebilmektedirler. Yaygın eğitim mesleki ve teknik eğitiminde, çıraklık eğitimindeki farklı statüde, yeterlilikte ve nitelikteki eğiticilerde olduğu gibi hizmete dâhil olabilirler. Öğretim programı ve öğretmen eğiticileri standartları MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) ve YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu)’nün ortak çalışmaları tarafından organize edilmektedir. Bu şekilde, öğretmen eğitimi ve beceri geliştirme eğitim programları ve bu programlara dayalı olan diploma/sertifika/belgelerin tek güvencesi MEB ve YÖK’tür. Bunun dışında hiçbir kurum belge vermeye yetkili değildir. (Yayla, 2009).

       Genel Eğitim Programları;başarı programları, sağlık, aile hayatı, anne çocuk eğitim programları, yurttaşlık eğitim programları, kendini geliştirme programları, sosyal ve kırsal gelişim programları.Mesleki ve Teknik Eğitim Programları; şu şekilde gruplandırılır; meslek edinme programları, temel beceri geliştirme programları ve teknoloji kullanımı programları. Meslek edindirme kurs programları MEB tarafından geliştirilir ve uygulanır, çalışanlar için yaygın eğitim programları ise merkezler tarafından(HEM, METEM) ilgili sektörle işbirliği içerisinde geliştirilir ve uygulanır. Mesleki eğitim programlarının modüler yapıda ve ulusal standartlara uygun olarak geliştirilip uygulanması önem taşımaktadır.

       Yaygın mesleki ve teknik eğitiminin temel prensiplerinden biri bireyleri yaşam boyu öğrenme sürecine ve sürekli mesleki eğitime dâhil etmektir. Yaygın mesleki eğitim çalışmalarında kullanılan öğrenme ve öğretme yöntemleri mesleki eğitim çalışmasının özeliklerine göre değişebilir; bu yüzden genellikle mesleki dallara yönelik olan öğretim yöntemleri kullanılır. MEB iş hayatında özel eğitime ihtiyaç duyan kişiler için bazı özel mesleki kurslar düzenlemektedir. Bu kursların uygulamasında ve hazırlanmasında, bu kişilerin ilgileri, ihtiyaçları ve becerileri göz önüne alınmaktadır. Özürlü bireyler için düzenlenen kurslarda, özürlü bireylerin hangi özrü olduğu göz önüne alınarak program hazırlanır ve uygulanır. (Yayla, 2009).

       Türkiye’de yaygın eğitim için nitelik güvencesi veren bağımsız bir kurum bulunmamaktadır. Buna rağmen, meslek standartları, öğretim programları, programların süresi, sınavlar, belgeler ve danışmanlıklar ile ilgili konular MEB’in kontrolü ve denetimi altındadır. Bu yolla, yaygın eğitimin kalitesi ile ilgili bir dizi süreçten bahsedilebilir. Diğer taraftan, Mesleki Yeterlilik Kurumu ve 2006 kurulan Türk Akreditasyon Kurumu yaygın eğitim programları için nitelik belirleme kurumları  olacaktır. Ayrıca, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) yüksek kalitede eğitim fırsatları tanımak için nitelik standartlarını belirlemek ve performans tabanlı modelin  gelişebilmesi için gelişen nitelik güvence sistemlerini şart koşmaktadır. (Yayla, 2009).

Öğretim Materyallerinin Genel Özellikleri

       Öğretim materyallerinin hazırlanmasındaki temel ilkeler, temel ilkeler ise şu şekilde açıklanabilir:

 

Öğretim materyali, basit, sade ve anlaşılabilir olmalıdır:

 

        Öğretim materyallerinin öğretim ortamındaki en önemli rolü, öğretim ortamının, yetişkin  için daha etkin ve anlamlı kılınmasıdır. Bu nedenle, hazırlanacak öğretim materyalleri, konuyu basitleştirebilen, öğrenci için anlaşılmasını kolaylaştıran ve gereksiz bilgilerle donandık olmayan bir özellik taşımalıdır. Materyal fazla ayrıntılı olursa öğrencilerin belleklerinde anlamlı kodlamaları güçleşir.

 

 

 

Öğretim materyali, dersin ve konunun amaçlarına uygun seçilmeli ve hazırlanmalıdır:

 

       Derslere destek olmayan bir materyal, her ne kadar iyi hazırlanmış olsa ,bile, öğretimse etkinliği düşük olacaktır. Öğretim etkinlikleri içinde yer alan öğretim materyallerinin geliştirilip kullanılması da, hedef davranışlara göre belirlenir. Örneğin hedefler kavrama düzeyinde ise, kullanılacak öğretim materyali örneklerle dolu olmalı, öğrencinin yorumlama, özetleme vb. kavradığını gösterecek etkinliklere işaret etmelidir. Örneğin hedefler uygulama düzeyinde ise, öğretim materyali de öğrenciye uygulama yapma fırsatı sunabilmelidir.

 

Öğretim materyali, dersin konusunu oluşturan bütün bilgilerle değil, önemli ve özet bilgilerle donatılmalıdır:

       Materyallerinin kullanılış amacı, öğretmen tarafından tasarlanan ve uygulanan öğretim etkinliklerinin desteklenmesidir. Öğretim materyallerinin, bütün içeriğin yetişkin öğrenciye aktarılması amacıyla değil, içeriğin önemli ve ana temalarının öğrenciye sunulmasında kullanılması en etkin yaklaşımdır. Bu yüzden, hazırlanacak materyaller, konunun ana hatlarını sunan, anlaşılması güç olabilecek konuları açıklayan, içeriği soyuttan somuta taşıyabilen ve görsel işitsel özellikleri kullanarak anlaşılmayı kolaylaştıran türden olmalıdır.

Örneğin, KPSS Tarih dersinde, “Vatandaşlık Görevlerimiz” konusunda, bu görevlerin şematik bir şekilde sunulması ve resimlendirilmesi, konunun öğretmen tarafından soyut ve sözel olarak anlatımında daha etkilidir.

 

Öğretim materyalinde kullanılacak görsel özellikler (resim, grafik, renk, vb.) materyalin önemli noktalarını vurgulamak amacıyla kullanılmalı, aşırı kullanımdan kaçınılmalıdır:

       Görsel  işitsel özelliklerin öğrencinin dikkatini çekmede ve öğrenciyi güdülemede etkin olduğu bir gerçektir. Ancak, amaca hizmet etmeyen ve gereğinden fazla kullanılan görsel  işitsel öğeler öğrenci dikkatini dağıtabilir ve öğrenme güdüsünü yok edebilir. Örneğin, Powerpoint’te hazırlanmış bir sunumda, öğrencilerin dikkatini sunuma çekmek için ilk sayfada ses kullanımı bu amaca hizmet edebilir. Ancak, sunumun her aşamasında aynı sesin kullanılması artık öğrencinin dikkatini çekme özelliğini kaybedip, öğrenci için bıktırıcı ve dikkatini dağıtıcı olabilir. Bu yüzden öğretim materyalinde kullanılacak görsel işitsel öğelerin ne amaca hizmet edeceği önceden planlanmalıdır. Bunun nedeni, öğretim ortamında tasarlanan her türlü etkinlik öğretimse nitelikte olmalı  ve öğretimse değeri olmayan hiçbir etkinlik öğretim ortamında yer almamalıdır. ( Zezencay,2001)

 

Öğretim materyalinde kullanılan yazılı metinler, görsel işitsel öğeler, öğrencinin pedagojik özelliklerine uygun olmalı ve öğrencinin gerçek hayatıyla tutarlılık göstermelidir:

       Öğretim materyallerinin öğretim ortamındaki işlevlerinden biri de, öğrencinin gerçek hayatıyla öğretim ortamı arasında bir köprü kurabilmektir. Bu yüzden, öğretim materyalinin içerdiği her türlü görsel işitsel öğe, öğrencinin yakın çevresinde görebildiği ve anlamlaştırabildiği gerçek nesneleri yansıtmalıdır. Ayrıca, materyal öğrencinin bilişsel, fiziksel, sosyal ve duyusal hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır. Örneğin, İlköğretimin ilk yıllarında, öğrenciler somut işlemler döneminde oldukları için, onlar için hazırlanacak öğretim materyallerinin soyut öğelerden arındırılmış ve öğrencinin gerçek hayatını yansıtan örnekler ve nesneler içermelidir.

 

Öğretim materyali, öğrenciye alıştırma ve uygulama imkanı sağlamalıdır:

 

       Öğrenciler için en etkin öğrenme ortamları, öğrencilerin aktif olduğu ortamlardır. Öğrenci için, öğrenme ortamındaki etkinliklere katıldığı ölçüde kalıcı izli öğrenme gerçekleşir. Bu gerçekten hareketle, her türlü öğretim materyali, mümkün olduğu ölçüde, öğrencinin aktifliği ilkesine uygun olarak hazırlanmalıdır. Örneğin, öğretim materyali olarak asetat kullanılıyorsa, öğrenciye, gerekli yerlerde, asetat üzerine yazı yazma imkanı verilmeli ve hatta gerektiğinde yetişkin kendi asetatını hazırlayabilmelidir.

 

Öğretim materyalleri mümkün olduğunca gerçek hayatı yansıtmalıdır:

 

       Hazırlanan öğretim materyalinin, gerçeğe uygunluğu sağlanmalı, mümkünse gerçek hayatı en iyi sınıf ortamına taşıyabilecek materyallerin seçilmesi gerekir. Öğretim ortamlarının düzenlenmesinin en temel amacı, gerçek hayatı sınıf ortamına taşıyabilmektir. Ancak, gerçek hayata ulaşılamadığı durumlarda en yakın modeller seçilmelidir. ( Zezencay,2001)

Örneğin, İş Makinası kullanımının gerçek olarak sınıf ortamında yetişkine gösterilmesi mümkün değildir. Fakat, hazırlanacak iyi bir model ile çocuk uygulamalı olarak İş Makinası kullanımını kavrayabilir.

 

Öğretim materyal her öğrencinin erişimine ve kullanımına açık olmalıdır:

 

       Kullanılacak her türlü materyali bütün yetişkin kullanabileceği ve yararlanabileceği türden olmalıdır. Öğretimse materyallerin kullanımı, bazı öğrencilerin sahip olabileceği özel özelliklerin değil, her öğrencide bulunulduğunda inanılan ortak yeteneklerin ve özelliklerin kullanılmasını gerektirmelidir. Örneğin, bir bilgisayar yazılımı öğretim materyali olarak kullanılacak ise, bütün öğrencilerin yazılımı kullanmaları için gerekli bilgisayar bilgisine ve becerisine sahip olması gerekir. Aksi taktirde, böyle bir materyal sadece bilgisayar kullanma becerisine sahip olan öğrenciler için etkin olacaktır.

 ( Zezencay,2001)

 

Materyaller sadece öğretmenin rahatlıkla kullanabildiği türden değil, öğrencilerin de kullanabileceği düzeyde basit olmalıdır:

 

       Öğretimse amaçlı hazırlanan materyallerin sadece öğretmen tarafından kullanılacağını düşünmek büyük bir yanılgı olur. Çünkü öğretim ortamının öğrenci için değil, öğrenci ile birlikte hazırlanan öğretimse etkinlikler bütünü olduğunu unutmamak gerekir. Bu gerçekten hareketle, öğretim ortamında kullanılacak her türlü materyalin mümkün olduğu ölçüde öğrencinin de öğretmenin rehberliği olmadan da kullanabileceği şekilde tasarlanması ve geliştirilmesi gerekir. Kullanımı çok karmaşık olan öğretim materyalleri öğrenciyi öğrenme ortamında pasif kılabileceği gibi, öğretim ortamını da öğretmen merkezli hale getirebilir. Bunun sonucunda öğretim materyalinin, öğrencinin yaratıcılık, problem çözme ve analitik düşünme gibi eğitimde çok kritik kabul ettiğimiz özelliklerini geliştirmesi beklenemez. ( Zezencay,2001)

 

Zaman içinde tekrar kullanılacak materyaller dayanıklı hazırlanmalı, bir defalık kullanımlarda zarar görmemelidir:

 

        Öğrenme ortamında, öğrencilerin farklı öğrenme hızlarına sahip oldukları bir gerçektir. Bazı öğrenciler, konuyu anlayabilmek için daha fazla örneğe ve tekrara ihtiyaç duyabilirler. Bu yüzden, öğretim materyalleri öğrencinin ihtiyacına paralel olarak farklı zamanlarda ve sürelerde kullanılabilecek özellikte olmalıdır.

 

Hazırlanan öğretim materyalleri, gerektiği taktirde, kolaylıkla geliştirilebilir ve güncelleştirilebilir olmalıdır.

 

       Günümüzde hızla gelişen teknoloji ve gelişen bilgi birikimi, eğitimsel içeriklerin ve öğrencilerim öğrenme ihtiyaçlarının da hızla değişmesine neden olmaktadır.

      Eğitim ortamının gerçek hayatla tutarlılık göstermesini sağlamak ve yetişkinlerin ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için, kullanılan materyallerin içeriğinin mutlaka gerçek ve en güncel bilgileri içermesi gerekir. Bu yüzden, öğretim materyalleri, içerikte meydana gelen yenilikleri ve gelişimleri yansıtabilen türde ve güncelleştirilebilir yapıda olmalıdır. Güncelleştirilmesi mümkün olmayan materyallerin, öğretimsel olarak etkinliğini zamanla kaybetmesi kaçınılmazdır. ( Zezencay,2001)

       Öğretim materyallerinin etkin bir şekilde hazırlanmasında ve seçilmesinde, bazı ilkelerin kontrol edilebilmesi için, her öğretmenin öncelikle aşağıda verilen şu soruları cevaplandırılması gerekir.

  1. Materyal, eğitim programıyla uyumlu ve programı destekleyici nitelikte midir?
  2. Materyalin içerdiği bilgiler doğru ve güncel midir?
  3. Materyalde kullanılan anlatım türü açık ve anlaşılabilir mi?
  4. Materyal, öğrenciyi güdüleyici ve ilgisini çekici nitelikte midir?
  5. Materyal, öğrencinin derse katılımını sağlayabilir nitelikte midir?
  6. Materyal teknik özellikleri açısından yeterli midir?
  7. Materyalin etkinliği hakkında önceden elde edilmiş bilgiler var mı?
  8. Materyal, içerik açısından tarafsız ve öğretimsel nitelikte midir?
  9. Materyalin kullanımı için gerekli kullanım kılavuzları(öğretmen-öğrenci) ve yazılı dokümanlar  var mı?( Zezencay,2001)

 

Öğretim Materyallerinin Tasarlanması, Hazırlanması ve Seçimi

       Öğretimde bir aracın kullanımı her şeyden önce bir yöntemin, bir aracın ve bir materyalin sistematik bir şekilde seçilmesini gerekli kılar. Bu seçim sürecinin üç aşaması bulunmaktadır: Gerçekleştirilmesi planlanan öğrenme etkinliğine uygun bir yöntemin seçilmesi Yöntemin uygulanmasına elverişli bir araç biçiminin (format) seçilmesi Seçilen araç biçimine uyumlu materyallerin seçilmesi, değiştirilmesi ve tasarımı Bir materyal tasarlarken birtakım süreçler yaşanır. Sürecin ilk basamağı bir hedef analizinin yapılmasıdır. Bu aşamada hedefin hangi hedef alanıyla ilgili olduğu sorusunun yanıtı verilir. Hedefin, hedef alanlarından “bilişsel”, ”duyuşsal” veya “psikomotor” alanlarından hangisiyle ilgili olduğuna bağlı olarak farklı seçim ve tasarım ilkelerinin uygulanması gerekebilir. Hedef kitlenin (öğrenenin) özelliklerinin belirlenmesi basamağında çeşitli durumlara bakılır. Örneğin, bireylerin öğrenmeleri beklenen konuyla ilgili olarak halihazırda sahip oldukları ön öğrenmeler (bilgi ve beceriler) belirlenir. Bu basamakta ayrıca bireylerin bireysel ve sosyal özellikleri (bireylerin yaşı, güdülenme düzeyleri, tutumları, beklentileri vb.), öğrenme stilleri (bilgiyi işleme alışkanlıklarıdır) ve zekâ profilleri de incelenir. Sürecin bir sonraki basamağında bir içerik analizi yapılır. İletilmek istenen mesajın türüne göre mesaj farklı biçimlerde tasarlanır. İçerik ve aracın bütünleştirilmesi basamağında hedefe, içeriğe ve hedef kitlenin özelliklerine uygun olarak çeşitli formatlar seçilir. (Seferoğlu,2006)

 

       Materyal, bu ölçütler göz önünde bulundurularak geliştirilir. Bu aşamadan sonra materyal, öğrenme ortamında kullanılmaya hazır durumdadır. Bu uygulama aşamasından sonra son olarak değerlendirme aşaması gelir.

 

Yetişkin Eğitiminde Görsel İşitsel Materyalleri Kullanmanın Önemi

        Öğrenme ve Öğretme etkinliği ne kadar çok duyu organına hitap ederse öğrenme olayı da o kadar iyi ve kalıcı izli olmakta, unutma da o kadar geç olmaktadır. Başka bir ifadeyle, öğretimde görsel ve işitsel araçlar kullanıldığında öğrenmeler hem daha çabuk hem de daha kalıcı izli olmaktadır. Eğitim araçları eğitim ve öğretim etkinliklerinin daha verimli olmasını sağlamak için öğretmen ve yetiştiricilere en büyük yardımcıdır. Ancak araçların en mükemmelinin bile öğretmenin yerini tutamayacağını unutmamak gerekir. Öte yandan araçlar ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, uygun olarak kullanılmadıkları zaman yararlı olamazlar.

 

Araştırma sonuçlarına göre insanlar:

 

Okuduklarının % 10’unu

 

İşittiklerinin % 20’sini

 

Gördüklerinin % 30’unu

 

Söylediklerinin % 70’ini

 

Görüp işittiklerinin % 50’sini

 

Yapıp söylediklerinin % 90’ını  hatırlamaktadırlar.  (Seferoğlu,2006)

 

Yetişkin Eğitiminde İletişim Teknolojileri ve Eğitimdeki Uygulamaları

       İletişim sistemleri içinde, televizyon yayını denince “tek yönlü ses ve görüntü iletiminin söz konusu olduğu bir sistemden söz edilmektedir. Bu tür bir sistemde ses, müzik, hareketsiz fotoğraflar, grafikler ve hareketli resimler bulunabilmektedir. Ancak bunlar tek yönlü olduğu için genelde bir geri bildirim etkileşim bulunmamaktadır. Bu tür yayınlara örnek olarak “Yayın istasyonları aracılığıyla yayın”, “Uydular aracılığıyla yayın”, “Mikrodalga yayıncılığı”, “Kapalı Devre TV yayını” ve “Kablolu TV yayını” verilebilir. Bunların arasından özellikle “Kapalı Devre TV yayını” eğitim amacıyla en yaygın kullanım alanı bulunan yayın türüdür. Televizyon etkili bir kitle iletişim aracıdır.

Kodlanmış anlamlı bilgileri iletme, yansıtma ve sunma kapasitesine sahiptir. Bu süreçleri sisteme giren ve çıkan bilgi arasında uyum sağlamak, ileticinin amacı ve içeriği ile alıcının algısal ve yanıtsal davranışı arasındaki psiko-fizik uyumu düzenlemek için uygular. Görüntü, ses ve hareket özelliklerine sahip olan ve çok sayıda sunuş biçimi bulunan televizyon eğitim alanında başlıca şu amaçlarla kullanılmaktadır:

Okur–yazarlık gibi temel eğitim sorunlarını çözmede bir seçenek olabilmekte, Eğitim hizmetlerini yaygınlaştırma işlevi görebilmekte, Okulların sağlayamadıkları ders araçlarını sunarak eğitimde maliyeti düşürmekte, Eğitimin kalitesini yükseltmekte,  Öğretmene zaman kazandırarak bireysel ilgilenmelere zemin hazırlayabilmekte Yetişkin eğitimine yaptığı katkılarla toplumsal kalkınmayı hızlandırmaktadır. (Seferoğlu,2006)

 

          İçinde bulunduğumuz çağın en önemli özelliklerinden biri “değişimdir”. Var olan bilgi ve teknolojiler, meslekler, iş tanımları, gereksinim duyulan beceriler, dolayısıyla gereksinim duyulan insan gücünün nitelikleri sürekli olarak değişmektedir.  (ietc,2008)

         İletişim Teknolojileri arasında, Televizyon, Video, Özellikle Bilgisayar ve İnternet kullanımının Öğrenme ve Öğretme etkinliklerinde etkili bir şekilde kullanılması, Yetişkinler üzerinde güdülenme, Öğrenme, katılım anlamında etkili olacaktır.

    Bilgi Teknolojisiyle ilgili birkaç grafik bazı konularda bizlere ufak da olsa bilgiler vermektedir.

                                                                                                               (Berberoğlu,2010)

           Ürün Türüne Göre Bilgi ve İletişim Teknolojisi Harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’daki Yüzdesini göstermektedir. Bu grafiğe bakıldığında da Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’nın yüzdelerinin Türkiye’den biraz fazla olduğu, ancak Polonya, Portekiz ve Slovakya’nın yüzdelerinin çok daha fazla olduğu görülmektedir.

          Ancak son zamanlarda Bilgi İletişim Teknolojisi harcamalarının son yıllarda arttığını ve bununda eğitim anlamında olumlu sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz.

      

                                                                                                     (Berberoğlu,2010)

     Teknolojiyi Kullanan Kişilerin Toplam İstihdam içindeki yüzdesini gösteren bu grafikte, AB Üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin  düşük değerlere sahip olduğu gözlemlenmektedir.

     Teknolojik anlamda son yıllardaki gelişmelerle birlikte Türkiye bu olumsuz tabloyu kırmaya çalışmaktadır. Yetişkin eğitiminde Bilgi İletişim Teknolojisinin önemli bir yerinin olduğunu düşünecek olursak önem arz eden konular olduğu aşikardır.

SONUÇ

       Sonuç olarak, yetişkin eğitiminde teknolojik  gelişimlerin  ehemmiyeti yüksektir.

Günümüzde hem bilgiler, hem de teknolojik gelişmeler büyük bir hızla değişmekte ve yayılmaktadır. Bu oluşumlar, doğal olarak öğrenme öğretme biçimlerini de etkilemektedir. Öğretim materyallerinin hazırlanmasından sunuş ve değerlendirme sürecine kadar  teknolojinin, özellikle bilgisayara dayalı teknolojilerinin vazgeçilmezliği eğitimcileri yeni anlayışlara sevk etmiştir. Yetişkin Öğrenmesinde kullanılacak materyallerin çeşitliliği,Tasarlanması, Hazırlanması ve Seçimi, Materyal Seçiminde Uygulanacak  Ölçütler ,Öğrenmedeki Rolü, Görsel İşitsel Materyalleri  Kullanma son derece mühimdir.

       Yetişkin Eğitiminde halkın bilinçlendirilmesinde Materyaller etkili bir şekilde kullanılabilir. Örneğin, Yetişkin Eğitimiyle ilgili Kamu Spotları yapılabilir. Yetişkin Eğitiminde STK’ların desteğinin alınmasında Materyaller etkili bir şekilde kullanılabilir. Bu şekilde kamuoyunda Yetişkin eğitimiyle ilgili dikkat çekilebilecektir.

       Yetişkin Eğitiminde kurumlarda çalışan personelin Materyallerin kullanımıyla ilgili hizmet içi seminerlere tabi tutulması ve katılımının sağlanması hususunda gerekli önlemlerin alınması, Materyal kullanımının verimli bir şekilde kullanılmasına yardımcı olacaktır. Farklı Ülkelerde hangi Materyaller kullanılıyor ve bizim ülkemizdeki uygulanabilirliği üzerinde çalışmaların yapılması Yetişkin Eğitimi üzerinde etkili olacaktır. Yetişkin Eğitiminde kullanılacak Materyallerle ilgili gerekli finansman desteğinin devamlılığı sağlanmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

1.(Nenedir, 2014). Eğitim Ve Teknoloji Kullanımı.

   Erişim : http://www.nenedir.net/nedir/egitim ve teknoloji/10060-egitim- nedir.html)

   Erişim Tarihi: 05/05/2014

2. Ertürk, S. (1997). Eğitimde program geliştirme. Ankara: Merteksen A.Ş.

3. (Yayla, 2009). Türk Yetişkin Eğitimi Sisteminin Değerlendirilmesi. Ankara: MEB  Yayınları.

4. Demirel, Ö. (2003). Eğitim sözlüğü. Dictionary of education (2. Baskı). Ankara:

Pegem A Yayıncılık

5.(Not oku,2011).Yetişkin Kavramı

    Erişim :(http://notoku.com/yetiskin-kavrami/#ixzz30Soqa7Wk)

   Erişim Tarihi:12.05.2014

6. GERAY, Cevat (1978). “Halk Eğitimi” A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları,

Ankara

7. Seferoğlu,S.(2006).Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı(3.Baskı). Ankara:  Pegem A Yayıncılık

 

8. ( Zezencay,2001). Öğretim Materyallerinin Genel Özellikleri

 

    Erişim:( http://www.zezencay.cjb.net )

 

    Erişim Tarihi:12.05.2014

 

9. (ietc,2008). Bilgi Okuryazrlığı ve Yaşam Boyu Öğrenme

        Erişim :  ietc2008.home.anadolu.edu.tr/ietc2008/1b.doc

                                                                                       

        Erişim Tarihi:12.05.2014

 

10.Berberoğlu,B.(2010).Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi(Cilt.5-Sayı.2).